SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TIB BAHSİ

<< 3863 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ احْتَجَمَ عَلَى وِرْكِهِ مِنْ وَثْءٍ كَانَ بِهِ

 

Câbir (r.a)'den rivayet olunduğuna göre;

 

Rasûlullah (s.a.v.) kendisinde bulunan bir ağrıdan dolayı kalçasından kan aldırmıştır.

 

 

İzah:

Ahmed b. Hanbel, III, 305, 357, 382.

 

Bu babdaki hadis-i şeriflerde kan aldırmak için kamerî ayların onyedi,  ondokuz ve yirmibirinci günlerinden birinin seçilmesi ve salı günü kan aldırmaktan kaçınılması tavsiye edilmekte ve Hz. Nebi'in vücudunda bulunan bir ağrıdan dolayı kalçasından kan aldır­dığı bildirilmektedir.

 

Neylü'l-Evtâr sahibi Şevkânî'nin de açıkladığı gibi; doktorlar, kan al­dırmak için ayın üçüncü haftasındaki günlerin en uygun olduğunda ittifak etmişlerdir. İstikbalde anlaşılabilecek bir gerçeği yüzyıllarca önce bildirmesi yönünden 3861 numaralı hadis bir mucize niteliği taşımaktadır.

 

Herhalde ayın üçüncü haftasının kan aldırmak için ayın birinci, ikinci ve dördüncü haftalarından daha uygun olması, ayın dünyaya etkisinden kay­naklanmaktadır.

 

Çünkü Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın da ifade ettiği gibi, "ayın ilk ya­rısında sıcaklıkla nemliliğin fazlalığından damarlarda kan çoğalır."[Marifetname, IV, 98.] Kanın çoğaldığı bir sırada damardan kan alınması halinde kanın dindirilmesi zor­laşacağından tehlikeli olacağı gibi, ayın son haftalarında da kan iyice azala­cağından o haftada da kan aldırmak tehlikeli olabilir.

 

Hadis sarihlerinin açıklamasına göre; salı günü kan aldırmanın tehlike­si de o günde kanın fazlalaşması sebebiyle dindirilmesinin zorlaşması ve ölüme sebep olabileceğinden doğmaktadır. Ancak, sah günü kan aldırmanın yasak-landığını bildiren bu 3862 numaralı hadis, senet yönünden tenkid edilmiştir. Hatta İbn Cevzî bu hadisin mevzu olduğunu söylemiştir. Ayrıca bu hadisi, "Salı günü Hz. Adem'in oğlu Habil'in kardeşi Kabil'i öldürdüğü kan günüdür" şeklinde tefsir edenler de olmuştur.

 

Hz. Nebi'in kalçasından kan aldırdığını ifade eden 3863 numa­ralı hadiste de çözülmesi müşkil görünen kapalı bir husus vardır. Çünkü Ahmed b. Hanbel'in rivayetindeki Hz. Nebi'in vücudundaki ağrıyla ilgi­li ifadede kesinlik yoktur. Bu ağrının sırtında mı yoksa kalçasında mı oldu­ğunda tereddüt edilmektedir.

 

Ayrıca aslında bu ağrının Hz. Nebi'in attan düşmesinden[Ahmed b. Hanbel, III, 300.] do­layı meydana geHen ağrı olabileceği kabul edilirse, o zaman kal aldırma hâ­disesinin Medine'de ve ayaktan olması gerekirdi. Oysa bu kan aldırma hâdi­sesinin Mekke'de ve ihramlı iken olduğuna delâlet eden rivayetler de vardır.[Buhari, sayd, savm, tıb; Müslim, hac; Ebû Dâvûd, menâsik]

 

Netice olarak burada kan aldırma hadisesinin kalçasından mı yoksa sır­tından mı olduğu araştırılmaya muhtaçtır.

 

Esasen 3863 numaralı hadisin mevzumuzu teşkil eden bab başlığı ile pek ilgisi görülmüyor. Bu bakımdan bu hadisin yeri bir sonraki bab yahutta bir önceki bab olmalıydı. Nitekim elimizde bulunan Avnü'l-Ma'bûd nüshasın­da bu hadis bir sonraki bab başlığı altında zikredilmiştir.[27]